mistanbul

Kamu Binalari


ASKERİ MÜZE

 

Harbiye'deki Askeri Müze tarafından kullanılan bina, aslında Mekteb-i Harbiye'nin binasıdır. Yapı 54 000 m2 alan üzerine kurulu bir binalar topluluğudur. Yapıda yer alan asıl okul binası 1862'de, yemekhane ve jimnastikhane binaları ise Sultan II. Abdülhamid tarafından 1887'de yaptırılmıştır. Asıl okul binası kuzey-güney doğrulıusunda uzayan, dikdörtgen planlı bir yapıdır. Ortadaki büyük, iki uçtaki küçük olmak üzere toplam üç avluya sahip olan bina, yüksek bir bodrum üzerine iki katlıdır. 1964 yılında müze olarak kullanılmasına karar verilmiş ve 1966 yılından itibaren Nezih Eldem tarafından restore edilmeye başlanmıştır. Restorasyon sırasında hem dış cephede, hem de iç mekanlarda önemli değişiklikler yapılmıştır.

Valikonağı Caddesi'ndeki yemekhane binası ise bodrum üzerine tek katlıdır. İçten üç kubbesi olan binanın kubbelerindeki kalemişi resimler devrinin önemli örnekleri arasındadır. Ana girişi Cemal Reşit Rey Konser Salonunun karşısında olan jimnastikhane binası ise iki katlıdır ve dikdörtgen bir plana sahiptir. 1991 yılından sonra yemekhane binasıyla birlikte restorasyona alınmıştır.

GALATASARAY LİSESİ

 

Galatasaray'da, İstiklal Caddesi üzerindedir. Günümüzde Galatasaray Lisesi tarafından kullanılan binanın tarihi oldukça eskidir. Evliya Çelebi'nin anlattığına göre Sultan II. Bayezid Galata sırtlannda avlanırken, Gül Baba isimli bir ermişle tanışır ve onun arzusu üzerine buraya sarayın içoğlanlarının eğitilecegi bir mektep-kışla yaptırır.

Bu okul, zaman zaman kapatılmış da olsa, Enderun'a öğrenci yetiştiren bir ocak olarak 1834 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Bu arada Tophane Yangınında yanan okul binası 1820 yılında Sultan II. Mahmud tarafından yeniden yaptınlmıştır. 1838'den itibaren bina Mekteb-i Tıbbiye'ye verilmiş,l868 yılında ise bugünkü Galatasaray Lisesi bu binada Mekteb-i Sultani adıyla eğitime başlamıştır. 1907 yilında tekrar yanan bina 1909'da yeniden onarılmıştır. Geniş bir bahçenin içerisinde yer alan bina üç katlıdır ve (U) şeklinde bir plana sahiptir.

HAYDARPAŞA GARI

 

Haydarpaşa semtinde, İstanbul'u Anadolu'ya bağlayan demiryolunun başlangıç noktasındaki istasyondur. Gar, daha önce burada bulunan bir başka tren istasyonunun yerine yapılmıştır. Yapımına Sultan II. Abdülhamid döneminde 1906 yılında başlanmış ve iki yıl sonra tamamlanabilmiştir. Mimarlan Otto Ritter ve Helmuth Cuno'dur.

"U" şeklinde bir plana sahip olan bina beş katlıdır. Her katta bir koridora sıralanmış ofisler yer alır. Deniz tarafındaki cephenin iki köşesinde kuleleri verdır. Oda tavanlarındaki kalem işi bezemelerden günümüze orijinal biçimde ulaşabileni pek azdır. Pencerelerini süsleyen vitrayların bir kısmı da 1979 yılında yaşanan tanker kazası esnasında kırılmıştır.

SİRKECİ POSTANESİ

 

Sirkeci'de, Büyük Postane Caddesi üzerindedir. Posta ve Telgraf Nezareti binası olarak inşa edilen binanın yapımına 1905 yılında başlanmış ve dört yıl sonra tamamlanmıştır. Mimarı Vedat Tek'tir.

Dört katlı olan binanın girişi basamaklarla yükseltilmiş ve ön cephesinin her iki köşesi de öne çıkarılıp, yükseltilerek üzerleri kubbe ile kapatılmıştır. Binanın içinde ise üç kat boyunca yükselen dikdörıgen bir orta mekan. ve bunu çevreleyen odalar vardır. Günümüzde postane binası olarak kullanılan bu binada, 1927-1936 yılları arasında İstanbul Radyoevi de hizmet vermiştir.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ

 

Beyazıt'taki Ordu Caddesi ile Şehzadebaşı arasında bulunur. Daha önce burada bulunan Zeyneb Hanım Konağı'nın yanmasından sonra, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün direktifi ile kamulaştırılan bu alan üzerine inşa edilmiştir. 1942 yılında yapımına başlanan binalar 1951 yılında tamamlanmıştır. Mimarı Sedad Hakkı Eldem'dir. Ulusal Mimari Akımı'nın öncü eserlerinden olan yapıda geleneksel öğelerin yanı sıra, inşa edildiği dönemde çok etkili olan Alman Nasyonal Sosyalizminin izlerini görmek de mümkündür.

İTÜ BİNALARI

 

Tamamı daha önce Osmanlı ordusu için inşa edilen ve günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından kullanılan Taksim civanndaki binalar, Türk mimari tarihi açısından önemli olmalarının yanı sıra, kent görünümünün de mühim öğeleridirler. Gümüşsuyu Binası: Taksim'den Dolmabahçe'ye inen Gümüşsuyu Caddesi üzerindedir. 1862 yılında inşası tamamlananan binanın mimarının Sarkis Balyan olduğu düşünülmektedir.

Tipik 19. yüzyıl kışlası tarzında inşa edilen binanın, etrafı yapı kanatlarıyla çevrili bir orta avlusu vardır. Zeminin eğimine uygun olarak inşa edilen binanın batı cephesi iki, Dolmabahçe yönündeki cephesi ise dört kaılıdır. Sade bir mimariye sahip olan yapının en dikkat çekici unsurlarından biri de barok tarzı kıvrımlı merdivenleridir.

Maçka Binası: Maçka Caddesi üzerinde yer alır. Yapımına 1873 yılında başlanan bina iki yıl sonra tamamlanmıştır. Silahhane olarak inşa edilen bina, Cumhuriyetten sonra bir süre Askeri Müze deposu olarak kullanılmış, 1955 yılında ise İTÜ'nün kullanımına verilmiştir. Eğitim amacıyla kullanılmaya başlanmadan önce dış yapı tamamen korunarak, iç mekanlarda değişiklikler yapılmıştır. Ama bu esnada ne tür değişikliklerin yapıldığı günümüzde belgelenemediği için, binanın orijinal iç yapısı bilinememektedir. Ortasında simetrik çift avlusu olan bina dikdörtgen bir plana sahiptir. Arazinin eğimine uygun olarak, güney cephesi bodrum üzerine iki, kuzey cephesi ise bodrum üzerine üç katlıdır.

Taşkışla Binası: Elmadağ'da, Taşkışla Caddesi üzerindedir. 1847'de Mekteb-i Tıbbiye'nin binası olarak inşa edilmeye başlanan binanın, 1849 yılında kışlaya dönüşıürülmesi kararlaştırılmıştır. Yapının mimarı M. Smith'dir. Daha sonra 1894 depreminde zarar gören binayı D'Aronco onarmıştır. 1944'te biria İTÜ'ye tahsis edilmiş. ve yeniden kullanım projesi P. Bonatz ve E. Onat tarafından hazırlanmıştır. Binanın ileriye doğru çıkma yaparak belirginleştirilen köşeleri üç, diğer kısımları ise iki katlıdır. Dikdörtgen bir plana sahip olan yapının avlusu bina kanaılarıyla çevrilidir. Ihlamur ağaçları ve. bir havuzun bulunduğu 70x40 metre boyatlarındaki avlu ilgi çeken bölümlerindendir.

KULELİ ASKERİ LİSESİ

 

Boğaziçi'nin Anadolu yakasında, Çengelköy'de yer alır. Günümüze kadar birçok seferler tamirat gören ve ilaveler yapılan bina, Sultan II. Mahmud döneminde kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye'nin kışlası olarak 1828'de inşa edildi. 1844'te tamamen yanan bu ilk yapının yerine 1847 yılında yarı ahşap, yarı kagir yeni bir bina yapıldı. Kırım Savaşı esnasında müttefik askerlerince kullanılan bina, savaş sonunda , terkedilirken yine bu askerler tarafından yakıldı ve ön cephesi büyük zarar gördü. Günümüze kadar ulaşan bina 1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından inşa ettirilmiştir. Sahil boyunca uzayan bina iki, her iki köşesinde yükselen kuleleri ise beş katlıdır. Bu yüzyılda yapılan diğer kışla binaları gibi dikdörtgen şeklinde bir avlusu vardır.

SİRKECİ GARI

 

Sirkeci'de Rumeli Demiryolu'nun başlangıç noktasındaki tren istasyonudur. Bu istasyon Sultan II. Abdülhamid zamanında, demiryolu şirketince 1890 yılında tamamlanmıştır. Eserin tasarımı Alman mimar A. Jasmund'a aittir. Selçuklu dönemi taç kapılarını andıran bir girişi olan binanın dış cephesi granit mermer ve Marsilya-Aden'den getirilen taşlarla kaplanmıştır.

KABATAŞ LİSESİ

 

Ortaköy'de Çırağan Caddesi üzerindedir. Bugün Kabataş Lisesi tarafından kullanılan bina, 1867-1875 yılları arasında Fer'iye Sarayı olarak inşa edilmiştir. Mimarı bilinmemektedir. 1929 yılında Kabataş Lisesi'ne verilen bu sarayın siyasi tarihimizde önemli bir yeri vardır. Tahtından indirilen Sultan Abdülaziz buraya getirilmiş ve birkaç gün sonra odasında ölü bulunmuştur.

Saray, denize paralel inşa edilen üç ana bina ile iki katlı küçük bir bina ve yol tarafındaki ek yapılardan oluşmaktadır. Bu binalardan biri de günümüzde Galatasaray Üniversitesi'ne tahsis edilmiştir.

SELİMİYE KIŞLASI

 

Şehrin Anadolu yakasında, Üsküdar İlçesi'nde kışlayla aynı adı taşıyan semtte yer alır. Kışlanın günümüzdeki şeklini alması uzun bir tarih diliminde mümkün olabilmiştir. Yapımına ilk olarak 1800 yılında, Sultan III. Selim döneminde kurulan Nizam-ı Cedid Ordusu tarafından kullanılması maksadıyla başlanmıştır. Fakat bu ilk kışla 1807 veya 1812 yılındaki ayaklanmalar esnasında yakılmıştır. Daha sonra 1825 yılında Sultan II. Mahmud döneminde yeniden inşa edilen kışlaya, Sultan Abdülmecid döneminde binanın dört köşesinde bulunan kuleler de dahil olmak üzere ekler yapılmıştır. Mimarının Krikor Balyan olduğu zannedilmektedir.

Deniz tarafındaki cephesi 267 m, diğer cephesi ise 200 m uzunluğunda olan kışla, dikdörtgen biçimindeki bir avluyu çevreleyen kanatlardan oluşur. Arazinin eğimi nedeniyle doğu yönündeki kanat iki, diğerleri ise üç katlıdır. Köşelerde bulunan kuleler ise yedi katlıdır.

Cumhuriyet döneminde bir ara terkedilen ve daha sonra askeri ortaokul binası olarak kullanılan kışla, günümüzde l. Ordu Komutanlığı'nın merkezidir.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BİNASI

 

Haydarpaşa'da, Tıbbiye Caddesi üzerinde yer alır. Günümüzde Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin kullandığı bu yapı, aslında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin binasıdır.

Selimiye Kışlası ile birlikte Anadolu yakasının silüetini oluşıuran bu bina Sultan II. Abdülhamid döneminde, batıdaki benzerlerinin de ilerisinde bir okul kurmak için inşa edilmiştir. Yapımına 1895'de başlanmış ve çok hızlı bir şekilde 1900 yılında tamamlanmıştır. Eserin mimarları Alexandre Vallaury ve Raimondo D'Aronco'dur.

Yaklaşık 80 000 m2 lik bir arsa üzerine inşa edilen bu anıtsal yapıda tam bir oryantalist üslup egemendir. Binada Osmanlı, Selçuklu ve hatta Uzakdoğu mimarisinin izlerini görmek mümkündür.

Bina yapılırken hiç bir masraftan kaçınılmamış, bütün malzemeleri özenle temin edilmiştir. Mesela Hereke ve Bilecik ocaklarından renkli granitler, harç için Marsilya'dan en iyi cins su kireci, Belçika'dan metal strüktür elemanları ve Viyana'dan metal çerçeveli pencereler getirtilmiştir.

Arazinin eğimine uygun inşa edilen binanın deniz yönündeki cephesi dört, doğu yönündeki cephesi ise üç katlıdır. 19. yüzyıl kışlalarını andırır bir biçimde, dört tarafı binalarla çevrili bir iç avluya sahiptir. Deniz yönündeki ana girişin üzerinde iki tane saat kulesi yer almaktadır. Kulelerin üzerleri ise soğan biçiminde kubbelerle kaplıdır. Bu kulelere ilave olarak, cephenin her iki köşesindeki şerefeli çifte kulelerle binanın görünümü mükemmelleşir. Ayrıca yapının yan cephelerinde bulunan kısımların üst katlarında gittikçe küçülen mekanlar ve bunların üç katlı çatıları, Uzakdoğu üslubunu çağrıştırmaktadır.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK BİNASI

 

Beyazıt'ta, Beyazıt Meydanı ile Süleymaniye Camii arasında yer alan ve etrafı yüksek duvarlarla çevrili bahçenin içerisindedir. Günümüze kadar ulaşan yapı Fransız mimar Bourgeois tarafından, Harbiye Nezareti binası olarak inşa edilmiştir. Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra bütün bakanlıklar Ankara'ya taşınmış ve Harbiye Nezareti binası Darülfünun'a verilmiştir. 1933 yılında ise Darülfünun İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.

Suriçi'nin en büyük yapılarından olan bina üç katlıdır. İki yanı sütunlu ve üstü saçaklı ortaki kapıdan binaya girildiğinde üç kat boyunca yükselen dikdörtgen şeklinde bir iç avluya ulaşılır. Yapının merkezinde yer alan bu avludan üst katlara doğu ve batı yönündeki iki merdivenle çıkılır. İçeride kullanılan mermer sütunlar, taş işlemeciliği ve özellikle Mavi Salon ile Pembe Salon'un duvar ve tavanlarındaki süslemeler binanın dikkat çekici özellikleridir.

indirim kodu - discount code

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol