Kapalicarsi
Kapalıçarşı dünyanın en eski ve en büyük kapalı çarşısıdır.Yaşı İstanbul'un fethi kadar eskidir. Fatih Sultan Mehmet fethin ardından şehrin içinde dükkânlar , hanlar , evler ve camiler yapılmasını buyurur. Bu emirden sonra işe başlayan ustalar , birçok binayla beraber günümüzde kapalı çarşı olarak nitelendirdiğimiz bedestenleri inşa ederler.Söz konusu bedestenlerden biride Kapalıçarşı'dır.Zamanla İstanbul'un en önemli bedestenlerinden biri olarak nam salar. Öyle ki kentin ileri gelenleri , belli bir ücret karşılığında değerli eşyalarını buradaki kasalara emanet edebilecek akadar güvenirler Kapalıçarşı'ya. Zaman geçer ; geçen zaman içinde Kapalıçarşı'da izler bırakır ve ilk onarım 1894 yılında yapılır.
Değişim Sadece yüze değil ruha da yansır ; önce kumaşların Avrupa'da ithal edilmeye başlaması , ardından bankaların açılması , Kapalıçarşı'nın önemini değil ama işlevselliğini olumsuz etkiler ve mücevherat , halı , antika eşya satarak hizmet vermeye başlar.
1954'de çıkan yangın Kapalıçarşı'yı neredeyse kullanılmaz hale getirse bile o , tabiri caiz küllerinden yeniden doğar.
Kapalıçarşı hakkında birçok rivayette vardır.Bunlardan biri İstanbul'un altında dehlizler bulundunu ve bu dehlizlerin bir bölümünün Kapalıçarşı'nın altından geçtiğini duyan çocuklara yöneliktir.Rivayete göre çocuklar, dehlizleri bulmak için yerin altına inerler. Bir süre ilerledikten sonra yollarını kaybederler. Aralarından ancak bir tanesi Kapalıçarşı'ya geri dönebilir, o da yeraltında gördüğü manzara nedeniyle kısa süre sonra aklını yitirir.